TRİGEMİNAL NEVRALJİ

Trigeminal sinirin dağildığı alanda, yani alın, yanak yada çenenin yan tarafında, şimşek çakar tarzda, elektrik çarpar gibi, bıçak saplanır gibi, kısa süreli, ani başlayan, tekrarlayan ağrı ataklarıyla karekterize bir hastalıktır. Hastalığın gidişinde ağrı dışında herhangi bir sinir veya nörolojik sistem bozukluğu yoktur. Bu haliyle idiopatik trigeminal nevralji olarak adlandırılır. Ancak trigeminal sinirin fonksiyonlarından birinin bozukluğu veya ilave nörolojik bir bulgu ortaya çıkıyorsa o zaman semptomatik trigeminal nevralji denilmektedir. Burada ağrı herhangi bir sinir sistemi bozukluğunun semptomu olarak ortaya çıkmaktadır. Pontoserebellar köşe tümörü, multipl skleroz bunlara örnektir.

Trigeminal nevraljinin popülasyondaki görülme sıklığı 4-5/100.000 dir. Bu oranla Türkiye’de her yıl yeni 3.500 trigeminal nevralji hastasının ortaya çıktığı söylenebilir. Hastalık sıklıkla 50 yaşın üzerinde ve kadınlarda daha sık görülür. En belirgin klinik özelliği trigeminal sinir dallarından birinde veya birkaçında çok nadir olarakta iki taraflı olan şimşek çakar tarzda ağrı ataklarıdır. Bu ağrılar başlangıçta kısa süreli ve seyrek ataklar halinde iken zaman süreci içerisinde atakların sıklığı, şiddeti artar ve duyu uyaranları ağrıyı arttırır hale gelir. Ağrı atakları konuşma, traş olma, abdest alma gibi durumlarda artar. İleri dönemlerde hasta ağız içinde en ufak bir hareketi çene ve diliyle yapamaz hale gelir. Dil hareketsiz kalır. Dilin ağız içerisindeki temizlik fonksiyonunu yapamaması sonucu ağız içinde salya birikir, gıda artıkları kokmaya başlar ve ağız hijyeni ciddi derecede bozulur. Bazen bu duruma diş etlerinin ve ağız mukozasının bozulması, kanamalar eklenebilir.

Trigeminal nevraljinin tanısını koyarken bütün mesele, trigeminal nevraljinin tipikmi, atipik mi veya semptomatik trigeminal nevraljimi olduğunu ayırd ederek buna göre bir tedavi planı yapmaktır. Ağrı karakteri yüzde yanma olan, sürekli ağrılarla kendini gösteren atipik fasial ağrı, bazen trigeminal nevraljiyle karışabilir. Tanı genellikle hastanın anamnezi ve hasta muayenesi ile konulabilir. Yardımcı tanı yöntemleri olarak kafa grafileri, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme (MRI) rutin olarak kullanılmaktadır. Bu tetkiklerin incelenmesinde sinirin beyin sapından çıktığı bölgeden başlayarak petrozal apeks, orta fossa tabanı, foramen ovale, foramen rotundum, kavernöz sinüs, süperior orbital fissür ve kafa kaidesi planları tek tek ve dikkatle değerlendirilmelidir. Bazen genişlemiş bir sellanın trigeminal nevralji sebebi olabileceğide unutulmamalıdır.
Tedavi, ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi olarak ikiye ayrılır. Cerrahi tedaviye hastanın yaşına, şikayetlerine göre karar verilir. Cerrahi tedavi hastayı belirli bir süre izlemeden yapılmamalıdır.

Cerrahi yöntemler:
– Mikrovasküler Dekompresyon: Pontoserebellar köşede sinirin bası altında olduğu gösterilen ve yaşamda aktif kişiler için düşünülebilecek bir yöntemdir.
– Radyofrekans Rizotomi (RF Rizotomi): Uygulamanın esası bir iğne elektrod sistemi ile perkütan olarak foramen ovale yoluyla trigeminal gangliona girip radyofrekans enerjisiyle belli ısı derecesinde kontrollü lezyon yapmaktır. Trigeminal nevraljide kullanılan en yaygın yöntemlerdendir. Trigeminal nevraljinin genellikle 50 yaş üzerinde görülmesi sık kullanılmasının sebeplerindendir.
– Gliserol Rizotomi: Trigeminal sisternaya gliserol enjeksiyonu gerçekleştirilir. Destrüktif bir uygulamadır ve kontrollü değildir. Trigeminal nevraljinin tekrarlama yüzdesi yüksektir.
– Gamma – Knife: Trigeminal sinirin ponstan çıktıktan sonraki bölümüne gamma-knife ile lezyon yapmak esasına dayanır.( Detaylı bilgi Gazi Hastanesi Gamma Knife )
– Balon Kompresyon: Genel anestezi altında nevralji hastasının foramen ovaleden geçilip ganglion içerisinde fogarty kataterinin balonunun şişirilmesi esasına dayanmaktadır. Uygulamaya bağlı kranial sinir felçleri, körlük gibi komplikasyonlar tanımlanmıştır.

 

 

 

 

Kaynak:

Türk Nöroşirürji Derneği Yayınları Temel Nöroşirürji Kitabı

Prof. Dr. Memduh Kaymaz